22 Nisan 2007 Pazar

Bugüne Dair...

Yorgunlukla huzurun karışımı biçimindeyim şuanda. Olasılıklara dahil bile edemeyeceğim bir günün oluşması,ve bu günün bana "olumlu" getirileri. Ve benim o gün boyunca sessizce ve de içimden mutluluk şarkıları söylemiş olmam...Hayatımda ilk defa üşümekten keyif duymam... Ve belkide ilk defa bu denli kendimi huzurlu ve güvenli hissetmem. Öyle bir keyif ki,günün,bende bıraktığı bedensel ağrı ve sızıları umursamamam. Yani sadece "bir an" için nefes almış olmam.Ve o "anı" dibine kadar hissetmeyi başarmış olmam.İçimde benim kontrolüm dışında oluşmuş olan o büyük geniş duvarları aşmak için ilk defa bu kadar istek duymam ve çaba sarfetmem.Aşılacak duvarların ardındaki düşünmeden sadece aşmak isteyişim,deneyişim...O duvarların ardında ne bir çiçek bezeli bahçe ne de bir düz arazi beklentisi içine girmemem.Güneşin biryerlerde doğduğunu,doğacağını düşünüp,güneşsiz,ama ılık bir havaya razı gelmek. Ve buna sebeb olarak da "gökyüzünü"göstermek... Güneşli veyahut kapalı. Düşünmemek.Bütün bir zihnini sadece gökyüzüne ayırmak.Neden? Çünkü o "gökyüzü"... Hissettiklerimden,en derinime bir merdiven dayayarak,en son basamağa varıncaya kadar kan ter içinde inmem...Ve gözümün önünde yanan o harlı ateşin içindeki kendimi izleyişim. Fakat acı içinde değil,belli belirsiz bir tebessümle bakışım. Ve nedendir bilinmez,tüm bu olanları,yetenekli bir sihirbazın el çabukluğu gibi,gökyüzüne göstermeden kendi küçük şehrimde yaşayışım.Ne bir damla yağmur,ne de irili ufaklı kar tanecikleri dilenmeyen bir şehir.Gökyüzünü sadece varolduğu için bilen seven özümseyen bir şehir...

Bugünün neden varoluşu yada varolduğu hakkında kafamı kurcalamadan günler sonra rahat ve de huzurlu bir uyku çekmeye merhaba deyişim.

Bir gökyüzü var,bugüne neden.Bir neden var küçük bir şehrin semalarında gezinen...

Hiç yorum yok: