6 Temmuz 2007 Cuma

benden biri siz,sizden biri ben,hayattan bir hikaye bizler...

hayat dedikleri... "hayat"... nedir kelime anlamı şu elimizden düşürmediğimiz! kitapların dışında okuduğumuz? bilmiyorum düşünen var mdır? yani var mıdır diyorum,çünkü; benim tanıdığım insanların çoğunluğu hatta nerdeyse tamamı "yüzeysel" yaşamaktan yanalar... yani içinde bulundukları bu gizemi sorgulamadan,neyi,neden demeden yaşama taraftarı olan zihniyetler... ama onlarada hak vermek lazım... çünkü öyle bir zamana geldik ki ayrıntıların hiç mi hiç önemi kalmadı... insanlar direkt olarak gözlerinin önündekilere inanıyorlar... bu şey gibi oluyor; bir yemek düşünün:acaip güzel bir sunum yapılmış,çok güzel gözüküyor... şimdi siz bu yemeğe bakarak "kesin" bir dille "çok lezzetlidir" diyebilir misiniz? hayır. tadmanız gerekir... işte hayatta böyle... bakarak değil,hissederek yaşamayı öğrenemezseniz asla ama asla mutlu olamazsınız... insanlar duygularını hep bastırırlar.. çünkü bu zalim giden sistem bizlere duygusuz olmayı öğretti.... ama bu gereksiz öğretiden kendini kaçıranlar,soyutlayanlar maalesef kaybedenler oluyorlar... yüzeysel yaşayanlar, kaybedenleri acımasızca eleştirirler dikkat ederseniz... bu eleştiri savunmalarında kullandıkları kavramlardan biri de "saf" kelimesidir... bunu toplumumuz zamanla çarpıtmış ve "enayi" olarak anlamlandırmıştır. oysa ki saf ve enayi biribirinden çok zıt anlamdadır. saf demek,aynı zamanda ak demektir. yani iyi ve güzel adına ne varsa bu saflığın içindedir... saf;katışıksız,sade,güzel... ama enayi daha farklıdır... açıklamama gerek olduğunu zannetmiyorum çünkü canlı örnekleri çevrede mevcut olduğundan,varın sözlük anlamını siz bulun! neyse ben bu yazıya devam ederim belki.. belki etmem.... yaşadıkça öğreneceğim öğrendikçe de yazacağım... bunu okuyan insanlar yani birazda çevremdeki hayatta olanlar;bunu siz belirleyeceksiniz...

Hiç yorum yok: