8 Temmuz 2007 Pazar



Bir son'a gidiş öyküsü


Günlerden hangi günün olduğu önemli olmayan bir hayat benimkisi. Engebeli düz bir arazi.Sürprizi yok bağlarımın,bahçelerimin...Kırık dökük ama halen biraz da sağlam çitlerim var sadece. Her sabah uyandığımda "ya onlarda olmasa"dediğim çitlerim...
Gördüğünüzden,göründüğümden çok öte biryerdeyim.İnanın, çoğunluk için gözardı edilebilirim. İnançlarınızı sınırlandırdığınızdan belki. Bana inanmayın.Ben körelmiş bir cümleyim.Kendi hikayemde ebeyim.Gözlerimi kapamayın. Zaten görmek istemediğim yerlerdeyim.Yok arayacak gücüm kayıpları.Tamam anladım.Şu perdenin,şu kapının arkasındasınız. Sobe!!!
Bana inanmayın.Ben yorgun bir ebeyim.Sonu olmadı,olmayacak kaçışlarımın.Umut bağlamıyorum artık. İpim sağlam değil.Attığım her düğüm çözüldü.İpim koptu. Bir ipim var mıydı? Ya da olan neydi? Bana inanmayın.Saçmalıyorum. Saçmalığın doruğundayım.
Hayal kurar mısınız bilmiyorum.Kurmadıysanız bile şuan tanıştınız.Merhaba ben hayal.. Gerçeklikten dibine kadar sıyrılmış bir hayalim...Zihninizde yer etmeye geldim. Benim hayallerimden de bahsederdim size. Ama, hepsini çaldılar,vurdular.. hepsi öldü.Bu yüzden sağlam değil çitlerim.Acımayın bana.Çünkü ben acımıyorum hayata,insanlara... Ama siz inanmaya başlasanız iyi olur bu toplu katliama. Ben değil,şimdiye dek sindirdiğim sözlerim,cümlelerim öldürecek sizi,hepinizi...
Bu okuduğunuz "bir son'a gidiş öyküsü"... Belki. En sonda hep ne vardır? Kim bekler? İyi midir,kötü müdür? Bu sefer doruğunda değilim saçmalığın.Aksine tam ortasındayım. En az saçmalayabildiği kadar normal denecek bir insanın. Siz bana inanmayın. Ben bir rüyayım.
Kimin sonudur bu? Muhtemel düşüncelerinizi anlıyorum. Burda saçmalayan ve hatta tümden hayal olan bir ben varım öyle değil mi? Dolayısıyla bu sonu bana layık görüyosunuzdur. Haklısınız. Bir son benim için muhteşem olurdu. Ama malum. Etkiye-tepki meselesi. Bir son muhakkak var ve o sonda binlerce kişi var. Ben sadece birisiyim.Binlerce hayalden sadece biri... Ama o "son" un öncesinde içinde milyonların olduğu bir hayat var. Ve asıl sonu hakeden emin olun o milyonların içinde gizli olanlar. Bana inanın.Sizler... palyaçolara gülenler... bizler... o güldüğünüz palyoçalar... Mutluluğu,sevgiyi,herşeyin özünü hiç karşılıksız sunanlar...
Dediğim gibi "bir son'a gidiş öyküsü" bu. Fakat asıl son da olan sizsiniz. Evet siz. O milyonlar...Bu milyonların öyküsü. Benimki mi? Benimki sadece bir hikaye.... ve tüm hikayeler bitmeye mahkumdur...
Hem de masum bir çocuğun derin uykusunda...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

gunlerden hangı gun oldugu benımde hıc umrumda degıldı senı tanımadan once. bende hayatımın ıssız bır ada oldugunu dusunurdum ve ıcınde ben yapayalnız. bır gun ordan kurtulmayı hedefledım hep ve kurtuldum da, ama gırdıgım kalabalığın ıcınde, ıssız adadaki yalnızlıgımdan daha yalnız kaldıgımı farkettım bır gun.bır gun sen dustun benım adama. aynı ada ıcınde aynı yalnızlıgı paylasmaya basladık. fakat yıne yalnızdık, hep bır seylerden sıkayetcı olduk. sımdı bırbırımızede yabancı kalmaya basladık. sorun hep bırbırımız arasında olan mesafeydı. belkı bırgun bu mesafeden kurtuluruz derken baska mesafeler actık hep. bızımkısı hep bır ruyadan mı ıbarettı pekı. belkıde bır hıkaye. hanı demıssın ya "tum hıkayeler bıtmeye mahkumdur". bızım hıkayemız asla bıtmeyecek. gelecek nesıller kıskanacak bızım hıkayemızı. leyla ve mecnun da kımmıs bızım yanımızda sen evet de ferhet şirin e geldıgı gıbı gelemeye hazırım sana